Çocuk Cinsel İstismarı
Son günlerde ülkemizde neredeyse her gün, çocukların cinsel olarak taciz edildiğini medya aracılığıyla öğreniyoruz. Kadın istismarcılar nadir olarak görülse de genellikle istismarcılar yetişkin erkeklerden oluşuyor. Bu kişiler cinsel açıdan tatmin olabilmek için çocuklarla fiziksel, genellikle de cinsel temas kuruyorlar ve bunu çocukları tehdit ederek, tacizi normal bir şeymiş veya çocuğun suçuymuş gibi göstererek, korkutarak yapıyorlar.
Taciz bir yetişkin tarafından fark edilmezse bu tür davranışlar haftalar, aylar hatta yıllar boyunca sürebilir. Çocuk istismarı ve ihmali, çocuktan sorumlu olan kişilerin kendilerine duyulan güveni ya da fiziksel güçlerini kullanarak çocuğun gelişimine, sağlığına ya da yaşamına zarar veren davranışlarda bulunması olarak tanımlanmıştır.
İstismar çocuklara karşı yapılan davranışlara göre fiziksel, duygusal ve cinsel istismar olarak gruplanmaktadır.
Çocuk istismarı ve ihmalinin bireyin gelişi üzerindeki etkileri nelerdir?
Çocuk, istismarcı yetişkinin davranışlarıyla baş etmeye çalışsa da aşırı stres ve tehlike halinde kontrol mekanizması çöker ve çocuk kontrol dışı ve korku dolu bir hale gelir.
Çocuk istismarı ve ihmaline maruz kalan çocukların daha çok gelişim sorunu yaşadığı belirtilmektedir. Çocuk istismarı ve ihmaline aruz kalan tüm gruplarda, istismar edilmeyenlere göre daha yüksek oranda güvensiz bağlanmanın olduğu tespit edilmiştir. Çocukluğunda istismara uğramış yetişkinlerin de yüksek stres, düşük aile desteği aldıkları ve karşı cinsle ilişkilerinde daha çok sorun yaşadıkları gözlemlenmiştir.
İstismara uğrayan küçük çocuklarla yapılan bir çalışmada istismar edilenlerin öğrenme konusunda daha dışa bağımlı ve çekingen, öğrenme motivasyonunu sürdüremeyen ve düşük bilişsel olgunluk sergileyen çocuklar oldukları ifade edilmiştir. Erken yaşta gözlenen bu özellikler, başlanma kuramında da önerildiği gibi, çocukların ebeveynleri dışında okulda karşılaştıkları ilk yetişkin olan öğretmenle ilişkilerinde de, ebeveyn ilişkisinde edindikleri ulaşılabilirlik ve yanıtlayıcılık modeli çerçevesinde hareket ettiklerini göstermektedir. Çocuk, öğretmeninin onun isteklerini karşılamayacağını düşünerek, talepkar olmayarak akademik ve bilişsel açıdan gelişmelerini destekleyecek kaynağı kullanamayacak ve akademik alanda sorunlar yaşayabilecektir.
Çocuk istismarı ve ihmaline maruz kalanlar, benlik gelişiminde de sorun yaşamaktadır. Kendilerini bir bütün ve sürekliliği olan bir kişi olarak algılamada ve ihtiyaçlarının, düşüncelerinin ve içsel ifadelerinin farkına varmada zorlanmaktadırlar. İstismara uğrayan gruplar benlik gelişimi yanı sıra, duygu düzenleme konusunda da daha çok sorun yaşamaktadırlar. İstismar edilen çocukların başkalarıyla sağlıklı ilişki kurmada zorlandıkları görülmektedir. Akranlarıyla ilişkilerine bakıldığında da hem çocukluk, hem de ergenlik döneminde istismar edilenlerin daha çok saldırganlık ve kaçınma davranışları sergiledikleri belirtilmektedir.
Gelişimin farklı alanlarında sorun yaşayan tüm çocuklar, psikopatoloji geliştirmese de yaşanan bu güçlükler çocukları psikopatoloji için risk altına sokmaktadır. Pek çok çalışma, istismara maruz kalan çocuk, ergen ve yetişkinlerin psikolojik belirtilerinin daha yüksek olduğunu göstermiştir. Bu çocuklarda depresyon, anksiyete ve kişilik bozuklukları daha çok görülmektedir.
Farklı istismar tiplerinin, farklı gelişimsel etkileri olabileceği bilinmektedir. Ayrıca istismar yaşantısı ile ilgili olarak istismarın şiddet ve süresi ve istismarcının kimliği ve çocuğa yakınlık derecesi gibi özelliklerin de risk faktörleri olarak gelişimsel sonuçlarla ilişkili olduğu bilinmektedir. İstismarcı, çocuğun yakını, güvendiği biriyse ve özellikle ebeveyniyse istismar uzun süre yaşanmışsa ve çocuğa şiddetli istismar uygulanmışsa çocuk üzerindeki gelişimsel etkileri daha ağır olmaktadır.
Cinsel istismar, çocuğun bir yetişkin ya da kendisinden büyük bir çocuk tarafından anlamadığı veya kabul etmediği, gelişimsel olarak hazır olmadığı ve karşı tarafın cinsel tatmini için kullanılması durumudur. Bu her türlü cinsel içerikli konuşmayı, şakalaşmayı, teşhir ve röntgencilik gibi temas içermeyen istismar türlerinden, çocuğun cinsel organına dokunma, oral-genital seks, ensest, tecavüz, fuhuş ve pornografik mataryellerin üretiminde kullanma gibi tüm davranışları ve eylemleri kapsamaktadır. Çocuk cinsel istismarı en sık 6-10 yaş arasında görülmektedir. İstismara uğramada kız çocukların oranı erkek çocukların oranına göre daha yüksektir.
Cinsel istismar çoğunlukla mağdurun tanıdığı kişi tarafından gerçekleştirilir. Saldırgan nadiren yabancı olur. Cinsel istismarların üçte biri diğer bir çocuk tarafından gerçekleştirilir. Cinsel istismar çocuk mağdurlar açısından belli göstergelerle karmaşık bir türdür. Genelde fiziksel belirtiler olmaz ve davranışsal göstergeler diğer bulguların ortaya çıkmasına neden olur. Sık rastlanan ve genelde uzun süreli olan bu istismar türü sıklıkla gizlenmektedir.
Fiziksel Göstergeler:
Yürüme ve oturmada zorluk çekme, yırtılmış, lekeli veya kanlı iç çamaşırları, genital bölgede acı, şişkinlik, kızarıklık, kanama ya da kaşıntı. İdrar yapmada acı çekme, genital bölgenin dışında bereler, kanama ya da yırtılmalar olması, cinsel yolla bulaşan hastalığın tespiti.
Davranışsal Göstergeler:
Uygun olmayan cinsel oyunlar veya ileri derecede cinsel bilgi sahibi olma ve rastgele cinsel ilişki kurma. Histeri, duygularını kontrol edememe, okulda beklenmedik zorlanmalar. Uzaklaşma ve depresyon, kardeş rekabetinde aşırı üzülme. Akranlarla ilişkilerde zorluk ve onlarla ilişkiden çekinme, kendi kendine sosyal tecrit oluşturma. Fiziksel temas veya yakınlıktan kaçınma, ani ve aşırı kilo değişimi. Belli yerlerden ve kişilerden çok fazla korkma, tanıdık bir yetişkinden kaçma veya kaçınma davranışı sergileme.
Uzun ve Kısa Süreli Psikolojik Etkileri:
Travma sonrası stres bozukluğu gösterme, kabuslar, fobiler, korku tepkileri, uyku bozuklukları, içe kapanma, dikkat eksikliği, alt ıslatma, dışkı kaçırma, aşırı fantezi kurma ve uyurgezerlik.
Cinsel istismarın en güçlü göstergelerinden biri çocuğun ifadesidir. Çocuk cinsel istismara uğradığını söylüyorsa, bu ciddiye alınmalıdır.
Duygusal göstergeler, cinsel istismar çocuğun güven duygusunun yıkılmasında çok büyük tahribatlara yol açar. Bunlardan başka istismarcı çocuğu sürekli sessiz kalması için yönlendirir ya da tehdit eder. Bu yönlendirme çocuğun anlama kabiliyetini aşan bir durumdur. Çocuk bir dizi duygusal tepkiler verir. Bunlar; kendilik sorunları, düşük öz değer, suçluluk, utanç, depresyon, anksiyete, ruhsal gelgitler, benlik saygısında ciddi azalma, öfke tepkileri, karşı gelme bozukluğudur.
Cinsel istismarla ilgili yapılması gereken en önemli şeylerden biri, çocukların olası istismar durumlarını tanımalarını, uygun tepki göstermelerini ve bu durumla karşılaştıklarında hemen güvendikleri bir yetişkine anlatmaları sağlanmalıdır. İstismardan korunmaları için hayır diyebilme, iyi-kötü dokunmanın ne olduğu, yetişkin ve çocuk arasında sır olmayacağı, bedenlerinin kendilerine özel olduğu, rahatsız olunan her durumun ebeveynlerle paylaşılmasının gerektiği öğretilmelidir. Böyle bir durumla karşılaşıldığında, çocuk suçlanmamalıdır. İstismara maruz kalan çocuğun ve diğer taraftan onu koruyamadığını düşünen ailenin psikolojik destek alması önemlidir.